05432632840 | Neorama İş Merkezi Beştepe Mah., Yaşam Cad., No:13, A-Blok, Ofis No:22, Söğütözü, Ankara

Arama :

Ürolojik Uygulamalar

Prostat Biyopsisi, Prostat Füzyon Biyopsi
Prostat Biyopsisi, Prostat Füzyon Biyopsi

PROSTAT FÜZYON BİYOPSİSİ NEDİR?

 

 

Erkeklerde en sık görülen kanser olan prostat kanserinin kesin tanısı biyopsi ile konmaktadır. Prostat kanseri yaşla birlikte artan ve 80’li yaşlarda pik yapan çok yaygın bir kanserdir, ancak yaygın olduğu ölçüde çok da öldürücü bir karakteri olmayan ve yavaş büyüyen bir kanserdir. Bu kadar sık  görülen prostat kanserlerin yarısına yakını klinik olarak önemsiz ve diğer kısmı ise çiddi takip ve tedavi gerektiren klinik önemli kanserlerdir.

 

Günümüzde prostat kanseri şüphesi olan hastalara öncelikle  multiparametrik prostat MR yapılır ve , MR’da saptanan şüpheli alanlar PI-RADS değerlendirilmesi yapılarak lezyonlar kategorize edilir(PI-RADS 1-5), ve kategori 3,4 ve 5 lezyonu olan alanlara biyopsi planlanabilir. Multiparametrik prostat MR’ında görülen tamda  bu yüksek riskli lezyonlardan  bu adaklardan fizyon tekniği ile biyopsi alınır.

 

Prostat biyopsisi günlük pratikte ultrason eşliğinde transrektal olarak sistemetik olarak belirlenmiş alanlardan 12 kadran olarak yapılagelmiştir, fakat bu klasik biyosilerde üçde bir oranında klinik önemsiz kanserde yakalanmaktadır, bu da gereksiz fazladan tedavilere neden olmakta ve bu tür hastalara yapılan tedaviler nedeniyle hayat kalitesi bozulmaktadır. Buna karşın Multiparametrik prostat MR’ı ile saptanan ve kategorik(PIRADS 3-5) olarak klinik önemli kanser odakları belirlendikten sonra bu odaklardan hedefe yönelik biyopsi yapılması; hem nispeten klinik önemsiz kanserleri engellemekte hemde kanser tanısı için uygun doku örneği alınabilmesine olanak tanır.

 

Multiparametrik Prostat MR-TRUS Füzyon Biyopsisi, ileri teknoloji cihaz ve yazılım kullanılarak prostatta klinik önemli kanser şüphesi olan odakları saptayıp ve bu odaklardan milimetrik hassasiyetle biyopsi yapılmasını sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntem sayesinde kanser odakları daha yüksek doğrulukla saptanmakta ve tekrarlayan biyopsilere gerek kalmamaktadır. Multiparametrik MRI özellikle 0.5 cc üzerinde olan ve klinik önemli prostat kanserini doğruluk oranını yüksek düzeyde göstermektedir. 

 

 

Prostat biyopsi endikasyonları 

 

Prostat kanseri riski yüksek olan erkeklere prostat kanseri tanısı koymanın tek yolu prostat biyopsisi yapmaktır. Kan PSA(Prostat spesifik antijen) seviyesi yüksek veya serbest/total oranı %20’nin altında olanlar, Parmakla  Rektal muayenede şüpheli prostat lezyonu veya sertliği bulunanlar, Prostat kanseri şüphesi nedeniyle çekilen Multiparametrik prostat MR’da, prostat PI-RADS değerlendirilmesinde kategari 3,4 ve 5 alanları olanlar, ve genetik testlerde kanseri riski olan  veya ailesinde 2 den fazla erkekde prostat kanseri olanlar prostat biyosisi adaylarıdır.

 

Biyopsi hazırlığı: Prostat biyosisnde en öneli komplikasyon enfeksiyon ve kanamadır bu yüzden, girişimsel bir işlem olan prostat biyopsisi öncesi, idrar tetkiki ve idrar kültürü temiz ve normal olmasında emin olunması gerekir. Biyopsi transrektal yolla yapıldığı için ,uluslar arası protokol gereği, biyopsiden bir gün öncesinden antibiyotik başlanması ve biyopsi yapıldıktan sonra yine üç gün antibiyotiğe devam edilmesi gerekir. Yine biyopsi öncesi barsak temizliği açısından, işlemden 1-2 saat öncesi lavman uygulaması yapılır. Ayrıca kanama riski nedeniyle varsa kullandığı kanı sulandırıcı(antikoagulanlar) ilaçlar bir müddet kesilir ve çok gerekli ise kısa etkili bazı antikoagulanlar başlanabilr. Prostat biyopsisi lokal anestezi veya genel anestezi (özellikle füzyon biyopsilerde) altında yapılabilir.Biyopsi öncesi hastaların 6 saat boyunca aç olması tercih edilir.




PROSTAT BİYOPSİSİ ÇEŞİTLERİ: Prostat biyopsisi günümüzde 2 ana gruba ayrılmaktadır. Bunlar klasik prostat biyopsisi ve füzyon prostat biyopsisidir.

 

 

1-Klasik prostat biyopsisi(sistematik biyopsi): Bu Prostat biyopsisi türü klasik olarak transrektal ultrasonografi klavuluzğunda prostatdan kanserin sık görüldüğü periferik zona yakın alanlarda, sağ ve sol tarafdan, sistematik bir şekilde hedef gözetmeksizin kanserli olduğu tahmin edilen 12 kadrandan alınan  biyopsiyi ifade eder ve halen genellikle üroloji uzmanı tarafından çok yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Bu tür biyopsi öncesi de multiparametrik prostat MR’ı ve diğer incelemeler yapıldıktan sonra biyopsi kararı verilir. 

 

2-Füzyon biyopsi,  füzyon prostat biyopsisi: Prostat kanserinin kesin tanısı için gerekli olan biyopsi uygulaması, gelişen teknolojik gelişmelere paralel olarak, ileri teknoloji cihaz ve yazılımlar kullanılması ile farklı bir noktaya ulaşmıştır. Yani klasik-sistematik prostat biyopsisi, günümüzde teknolojik yenilikler ve ileri düzeyde bazı uygulamalarla yerini, füzyon biyopsi almaya başlamıştır ve   birçok merkezde başarıyla uygulanmaktadır. Biyopsi öncesi hastalara  multiparametrik prostat MR’ı çekilir. MR’daki görüntülerden, yüksek riskli ve klinik önemli prostat kanseri açısından şüpheli alanlar(PIRADS Kategori 3,4 ve) belirlenerek MR görüntüleri üzerinde radyolog tarafından işaretleme yapılmakta ve ardından ikinci aşamaya geçilmektedir. Bu aşamada tercihen genel anestezi veya sedasyon altında perine veya rektum bölgesine ultrason probu yerleştirilerek ultrason ve MR görüntüleri eşleştirilir ve bu odaklardan milimetrik hassasiyetle yeterli sayıda ve miktarda biyopsi yapılır.

 

Füzyon biyopsi yapıldıktan sonra istenirse sistemeik biyoside aynı seansda yapılabilir. Bu yöntem sayesinde kanser odakları daha yüksek doğrulukla saptanmakta ve tekrarlayan biyopsilere gerek kalmamaktadır. Füzyon biyopsi uygulaması, özellikle prostat kanseri açısından riskli alanlar ile tümörün hedeflenmesiyle, gerekli doku hücrelerinin alınmasını sağlamaktadır. Bu yöntem sayesinde, başta agresif seyirli klinik önemli  kanserler olmak üzere tüm prostat kanserleri daha yüksek oranda doğru tanı ile belirlenebilmektedir.

 

 

Füzyon ve klasik prostat biyopsisinin karşılaştırılması 

 

Aslında birbirinin alternafifi olan yöntemler olarak düşünmemek gerekir.Klasik yöntemle transrektal ultrason eşliğinde sistematik standart(periferik zona yakın) bölgelerden biyopsi örnekleri alınırken, füzyon biyopside multiparametrik MR’daki yüksek riskli alanlar işaretlenerek gerçek zamanlı ultrason görüntüleri ile eşleştirilir ve biyopsi iğnesini doğrudan kanser şüphesi olan odaklara yönlendiriyor. Klasik biyopsi, varolan kanserlerin %70-75’ine tanı koyabilirken, biyopside alınan parça sayısına bağlı olarak enfeksiyon ve septik komplikasyon riski koruyucu önlemlere rağmen yüksektir. MR-TRUS Füzyon biopsisiyle ise tanı oranı %95’in üzerinde ve enfektif komplikasyon olasılığı daha düşüktür. Füzyon biyopsisi ile özellikle PSA yüksekliği devam eden ve tekrarlayan prostat biyopsilerinde tümör saptanmayan hastalarda klinik açıdan önemli kanserlerin yakalanma oranı yükselir. Klasik biyopsi lokal anestezi altında yapılırken, füzyon biyopside daha çok genel anestezi tercih edilmektedir, tabiki anestezi nedeniyle hastalar daha az ağrı duymaktadır.






 

FÜZYON PROSTAT BİYOPSİ UYGULAMASI:

 

Prostat biyopsisini, üroloji ve radyoloji uzmanları birlikte gerçekleştirmektedir. Radyoloji uzmanı, MR görüntüleri üzerinde kanser açısından şüpheli alanları işaretledikten sonra  bu görüntüler füzyon prostat biyopsi  cihazının sistemine yüklenir ve görüntüler eşleştilir e bu alanlardan hedefe yönelik milimetrik hassasiyetle biyopsiler transrektal veya perineal yoldan yapılır

 

 

Füzyon biyopsinin 3 farklı tekniği bulunmaktadır

 

 

  • 1-MR altında biyopsi: MR’ın tespit edilen yüksek riskli alanlardan  büyük bir doğrulukla biyopsi alınabilmektedir. Sadece MR’ın belirlediği alanlardan değil aunı seansda klasik-sistematik prostat biyopsisi de yapmak mümkündür. Bu teknikle  prostat biyopsi yapılması son derece kapsamlıdır ve dünya genelinde uygulaması pek kabul görmemektir. Uygulama düya genelinde %5 civarındadır.
  • 2-Kognitif MR biyopsi:MR’ın belirlenen yüksek riskli alanları prostat biyopsisini yapacak uzman akılda tutarak, belirlenen bölgelerden yine transrektal USG klavuzluğunda biyopsi örneklerini alma yöntemidir. Özellikle küçük boyutta ve birden çok noktada şüpheli alan varsa kognitif biyopsi yetersiz kalabilmektedir, çok uygulanan bir yöntem değildir..
  • 3-Yazılım yardımlı gerçek  MR-Ultrason Füzyon biyopsi: MR görüntüleri üzerinde kanser açısından şüpheli alanları işaretledikten sonra  bu görüntüler füzyon prostat biyopsi  cihazının sistemine yüklenir ve görüntüler yazılım marifetiyle eşleştilir, ultrason probu prostat etrafında hareket ettirildiğinde füzyon yazılımı üst üste gelmiş MR görüntüsünü buna göre kaydırır ve ayrıntılı olarak 3 boyutlu ultrasonografi+MR görüntüsü sağlanır, birleştirilmiş görüntüde biyopsi iğneleri tam olarak hedefe yönelik milimetrik hassasiyetle örnek alınacak lezyona yönlendirilir ve yeterli sayıda örnekleme yapılır. 

 

 

 

Transrektal biyopsi mi veya transperineal biyopsi mi?:

 

Biyopsi ihtiyacı doğduğunda artık günümüz şartlarında füzyon biyopsi tercih edilmektedir. Klasik sistematik 12 kadran biyopsi de olsa füzyon biyopsi de olsa, işlem ya rektumdan yada testis- anüs arasındaki perine bölgesinden girilerek alınmaktadır.  Son zamanlarda perine bölgesinden alınan biyopsiler enfeksiyon riskine karşı ve  bazı diğer nedenlerden dolayı daha çok tercih edilmektedir. Bu iki yöntemin analizi, avantajları sıralanacaktır.

 

Transrektal biyopsi(rektumdan girilerek yapılan) yöntemi: Prostat biyopsisi geleneksel olarak transrektal yolla, yani rektum yoluyla yapılır. Bunun nedeni, transrektal ultrasonun ortaya çıkmasından önce biyopsilerin parmak kılavuzluğunda yapılmasıydı. Bu, biyopsi iğnesinin rektuma yerleştirilen eldivenli bir parmağın yanına yerleştirildiği ve operatörün iğneyi prostatın hangi kısmına yönlendireceğini hissetmesine olanak tanıdığı anlamına gelir. Transrektal ultrason probunun ortaya çıkışı, ürologların biyopsi alınmadan önce iğnenin prostatın içinde tam olarak nerede olduğunu görmesine olanak tanıdı ve böylece parmak kılavuzlu yaklaşıma göre çok daha yüksek bir doğruluk derecesine olanak sağladı. Bu yöntemin enfeksiyon başta olmak üzere bazı riskleri vardır.



 

Rektumdan Prostat biyopsisi almanın riskleri şunlardır:


 

  • İğnelerin rektal duvara girmesi ve böylece dışkının prostata ve vücudun diğer bölgelerine bulaşması nedeniyle enfeksiyon oranı %10-20'dir.
  • Ciddi enfeksiyon (septisemi veya kan zehirlenmesi) oranı %1-2'dir.
  • Enfeksiyona neden olan antibiyotiğe dirençli bakteri türlerinin gelişimi.
  • Biyopsi sırasında ağrı.
  • Biyopsi iğnesinin prostat içerisine 3 boyutlu olarak doğru şekilde yerleştirilememesi.


 

Ayrıca transrektal yaklaşımın belki de en büyük dezavantajı prostatın biyopsi iğnesine en uzak olan prostat kısmına ulaşmanın zor/imkansız olmasıdır. Bu, zayıf ve yetersiz 'örnekleme'ye yol açarak prostatın bu kısmında bulunan herhangi bir kanseri gözden kaçırabilir ve bu da hatalı bir biyopsiye yol açabilir. Esas olarak, en doğru biyopsi sonucunun alınabilmesi için prostatın tüm kısımlarından tam olarak örnek alınması gerekir.

 

Transperineal biyopsi yöntemi( testis- anüs blgesinden(perineden) yapılan prostat biyopsis yöntemi: Yukarıdaki sorunların cevabı, iğnelerin yerleştirilmesinde transperineal bir yaklaşımın kullanılmasında yatmaktadır; bu, biyosi iğnesinin rektum yerine perineden (testis-anüs arasındaki bölge) girilmesi anlamına gelir. Ultrason probunun yönledirmesi ile biyopsi iğnesinin prostat içine doğru şekilde yerleştirilmesini sağlamak için perine üzerine bir brakiterapi ızgarası yerleştirilir. Bu, ön kısım da dahil olmak üzere prostatın tüm kısımlarından daha iyi örnek alınmasına olanak tanır. 

 

MR kullanarak biyopsiyi doğru şekilde hedeflemek: Transperineal biyopsiden önce MRI taraması yaparak , biyopsi sırasında özellikle hedeflenecek şüpheli alanları belirleyebilir ve biyopsinin doğruluğunu arttırabiliriz. Bu, biyopsi işlemi sırasında MRI taramasını transrektal ultrason görüntüsüyle karşılaştırarak  veya bilgisayar yazılımı merifeti ile füzyon biyopsi için 2 görüntünün gerçek zamanlı olarak üst üste bindirilmesi ile yapılabilir. Transperineal biyopsi sırasında hastalar genel anestezi altında uyuduğu için biyopsi işlemi sırasında rahatsızlık duyulmaması, çok daha fazla numune alınmasına olanak tanır ve dolayısıyla tespit oranı artar. Biyopsiler rektumdan alınmadığı için enfeksiyona bağlı komplikasyonlar çok daha az görülüyor.

 

Özetle, biyopsinin amacı, prostat kanserinin derecesini doğru bir şekilde belirlemektir ve bunu yapabilmek için prostatın tamamına erişebilmemiz gerekir. 



 

Transrektal ve transperinal prostat biyopsinin karşılaştırılması şu şekilde özetlenebilir: 


 

  • Anestezi:  transrektalde Lokal,  perinealde Genel anestezi kullanılır
  • Hastanede kalış süresi: e günübirlik bir işlemdir 
  • İşlem sırasında rahatsızlık: transrektalde  Orta derecede ağrı, perinealde ağrı  Yok
  • İşlem sonrası rahatsızlık : her iki yöntemde de eşit derecede ağrı hissedilir
  • Enfeksiyon riski: transrektalde %10-20, transperinealde %1-2
  • Ciddi enfeksiyon (septisemi) riski: transrektalde %1-2, transperinealde %1'den az
  • Tüm Prostattan örnek alma yeteneği:  transrektalde Sınırlı,  transperinealde  tam
  • Sistematik örneklemeye izin verme: transrektalde Hayır, transperinealde Evet

 

SONUÇ OLARAK

 

Klinik olarak prostat kanseri şüphesi olan hastalarda biyopsi öncesinde multiparametrik MR incelemesi yapılması son derece önemlidir. MR incelemesi sonrasında prostat dokusunda klinik önemli kanser olabilecek alanlardan şüphelenilirse, klasik sistematik biyopsi yöntemi yerine MR-US füzyon biyopsi yöntemi tercih edilmelidir. Füzyon biyopsi yöntemi olarak da teknolojik olarak en üstün yöntem olan, hem ultrason hem de MR görüntülerinin gerçek zamanlı görüntü eşleşmesinin daha büyük doğruluk oranı ile yapılabildiği yöntem tercih edilmelidir. Ayrıca günümüzde klasik sistematik prostat biyopsi ve prostat füzyon biyopsinin tranperineal dediğimiz testis- anüs bölgesinden girilerek yapılması doğru örnekleme ve komplikasyon açısından en doğru yöntem olarak gözükmektedir.


 

Sıkça Sorulan Sorular

 

mr füzyon biyopsi fiyatları, füzyon prostat biyopsisi ücretleri: MR füzyon biyopsi fiyatları pahalı gibi görünmesi yanında  sağladığı avantajlar çok fazladır.   Aktif izleme alınan  hastaları için kesin sonuç vermesi nedeniyle gönül ve kafa rahatlığı, gereksiz biyopsi yapılmasına engel olması,  bir başka tedavi medoduna geçmek için klavuz olması, çok yüksek risk taşıyon kanserleri kaçırma şansının çok az olması, fiyatların yüsekliğinden çok avantajlarının ön plana getirmektedir.

 

 

Hakkı Perk ©2020 | Her Hakkı Saklıdır. | Ankara Web Tasarım tarafından oluşturulmuştur.